bugün

entry'ler (661)

islam terör dini değildir

''haram aylar çıkınca müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, kuşatın, hapsedin onları, gelip geçecekleri bütün yolları tutun. fakat tövbe ederler, namaz kılarlar ve zekat verirlerse bırakın onları, şüphe yok ki allah suçları örter, rahimdir.''

Bu ayeti kerime, o günkü müşriklerle savaşmayı emretmektedir. Ancak günümüzde de islam toplumuna saldıran olursa, o bölge halkının kendilerine savaş açan kafirlerle savaşması farzdır. filistinin israile karşı savaştığı gibi , suriye halkının esed e karşı savaştığı gibi ...

sözlükteki müslümanlar terör eylemi düşünüyor mu

terör eylemi yapan biri müslüman değildir. sözlükteki müslümanlar terörist dinine inanıyor da ne demek .. sizde herşeyi biliyorsunuz işinize gelmiyor. dünya teröristler ve sizin gibi çakallar yüzünden bu halde !

ışid e destek veren ülkeler

israil , ingiltere, rusya ...

çilem doğan

Savunma
Olay şöyle oldu Hakim Bey ben anlatayım en baştan;
insan çocukken, anasında babasında ne yoksa onu arıyor demek ki.
14-15 yaş da çocuk yaşı bence. Annem sürekli bir evi çekip çevirme telaşında, baba desen ne iş bulsa onun peşinde, kolay değil evde kaç nüfus onun eline bakıyor.
Yani evde a’federsin aşk yok Hakim Bey.
Zaten daha yeni genç olmuşum, kalbim her daim ağzımda, televizyonda izliyorum dizileri, nasıl da tutkulu aşklar, kıskançlıklar, vazgeçememeler. Çocukmuşum daha ama kazınmış aklıma, “ben aşık olup evleneceğim” dedim.
istedim ki uyurken yüzüne keyifle bakayım, bir bulgur bile pişse evde soframı özenerek kurayım.
Ben bunun a’federsin yeşil gözüne kandım Hakim Bey.
Yeşil böyle çayır çimen ormandır ya hani; ruhum kanatlanıp uçacak sandım.
Yeşile uzun bakılır, bıkılmaz sandım. Çocuk da değildim artık ya işte insanın gönlü kaymayıversin.
Kabul ediyorum. Buraya kadar benim suçum.
O çok ağladığım film gerçekmiş; sevgi emekmiş, bilemedim. Cahilliğime verin.
Ama yeminle gerisinin günahı bende değildir.
28 gün sürdü o yeşil gözlerin derinliği, 29. gün yediğim yumrukla al oldu elmacık kemiklerim, sonrasında öğrendiğim; morluklar iyileşirken yeşile dönüyor insan derisinin rengi. O’dur yani.
Bitmedi Hakim Bey.
Bir yumrukla bitmedi.
Ne iş yaptığını bilemiyordum, dükkanı vardı esnaf sanıyordum.
Milleti haraca bağladığından, tefecilikten kazandığı ile benim çorba kaynattığımdan haberim yoktu.
Her öğrendiğim yeni bir iz oldu bedenimde. Allar mora, morlar yeşile dönüştü.
Ben zaten elimden geleni yaptım. Mahkemede ben değil, o sanık olsun istedim.
Her bir fiskeden sonra karakolda aldım soluğu. insanım sandım devlet nezdinde.
Devletin verdiği nikah cüzdanı benim yaralarımdan daha geçer akçe çıktı. Her seferinde benzer tavsiyeler ile yollandım karakoldan.
Azıcık sabırlı olacaktım, yuva kolay kurulmuyordu, biraz suyuna gideydim, erkeklik onurunu rahat bırakaydım. Aile içinde olan biraz da aile içinde kalsındı.
Canım çok yanıyordu ama Hakim Bey.
Onun erkeklik onurunun limiti yoktu. Fasulye kılçıklıysa onuruna mı dokunuyordu? Çocuk yaramazlık yaparsa gururu mu zedeleniyordu? Halı bizim namusumuz muydu da leke olunca beynimde patlıyordu?
Ellerime bakın Hakim Bey, çamaşır suyu ile çatlamıştır, bir de ciğerimi görebilsek keşke, kederden ve soluduğum deterjanlardan çoktan solmuştur.
Dedim ki kendime, benim canım değilse de, kendi parası, yasası bu devletin önemlidir.
Bu adam yasaları çiğniyor, bari gideyim onu ihbar edeyim.
Dövmekten yargılanmazsa, eve giren kanlı paradan yatsın bari. En azından soluk alırdık birkaç yıl kızımla ben.
Kızım var benim Hakim Bey, ellerinizden öper.
Çok akıllı çok usludur aslında.
Bebekken de böyleydi. Hamileyken yediğim dayaklardan bir haller oldu sanırdım başlarda. Ama demek ki anasına daha da dert olmamak için Tanrı vergisi sakin oldu yavrucak.
Benim ihbarlar kafi gelmedi. Savcıya söyler sandığım polis gitti durumu koca dediğim adama anlattı.
Yolun başında göründüğünde anladım. Malum olmuştu zaten, kalbim ağzımda atıyordu gün boyu.
Analık refleksi de istersen Hakim Bey, ilk iş kızıma sarılıp kokladım.
insan öleceğini anlıyor biliyor musun?
Kırar gibi çaldı kapıyı.
ilk 10-15 dayaktan sonra, insan korkmaz oluyor kaba dayaktan.
Canının ne kadar yanacağını biliyorsun. Acı eşiğin de yükseliyor. Yine de her seferinde yüreğin ağzına geliyor, için kanıyor gibi hissediyorsun. için kanarsa ölürsün.
Biz filmlerden, biz ölenlerden öyle gördük.
Dayaktan değil de ölmekten korkar oluyor insan.
Öyle bir ölüm korkusu vardı yine içime. Ama ilk kez o gece, çocukken anamın yaptığı keşkeğin tadı geldi ağzıma.
Bir de çocukluğumdan kısacık bir piknik anısı, ayaklarımı dereye sokmuş oynarken annemin elime tutuşturduğu ekmek arası köfte, bir de kızım doğduğu gece kucağımda bir bebek kokusu ile daldığım yorgun ama mutlu ilk uyku.
insanın hayatı bir film şeridi gibi geçiyorsa ölmeden önce gözlerinin önünden; işte benim mutlu sahnelerim de bu kadarcıkmış demek ki.
“Çocuğu odaya götür” dedi bana.
Ahlakı da bu kadar işte, anasız kalsın çocuk, ama anasını da ölü gözleri tavana bakarken hatırlamasın istedi herhal.
Aklımdan o kadar çok şey o kadar kısa sürede geçti ki Hakim bey, ben inanın sandığınızdan daha akıllıyım sanırım.
Uzattım biraz kızımı odaya götürüp yatırma faslını.
Hatta sonra bir de “dur çamaşırları asayım” dedim.
Ama bu kadardı yeminle Hakim Bey. Tüm planım azıcık daha hayatta kalabilmekti.
Bir kaç dakika daha.
Yüzümde patlayan kabza planda yoktu, yatağa savrulmayı planlamadım, elim yeminle kazara girdi yastığın altına.
O yastığın altına daha o sabah silah sakladığını bile bilemezdim.
Gözlerini görseniz, kafasından çok daha öndeydi, tükürükleri yüzümde patlıyordu. Yumruğu öyle hızlı iniyordu ki aralarda nefes bile alamıyordum.
Seyit Çavuş’u hatırlayın Hakim Bey, bize ortaokulda anlattılardı. 200 kiloluk mermiyi kucaklayıveren Seyit Çavuş.
Savaş gibi bir şeydi, memleket değil, ben elden gidiyordum.
Elim metale değdi.
200 kiloluk mermiyi kavrar gibi, parmaklarım yerini buluverdi.
Yoksa Hakim Bey yeminle, sahil kenarında balon bile vurmuş değildim.
Sıktım mı hatırlamıyorum, kaç kere sıktım hatırlamıyorum.
Üzerime düştü bir onu biliyorum, bir de ağırlığından kurtulmaya çalıştığımı.
Üzerimde hep bir ağırlıktı zaten ama böylesini ilk yaşadım.
Nasıl kalktım bilmiyorum, kızımı nasıl aldım kucakladım, ayağımda terlik var mıydı, üstüm kan mıydı vallaha hatırlamıyorum.
Öldüğünü duyunca kendim geldim söyledim Hakim Bey.
“Sanırım ben yaptım” dedim.
Nasıl oldu anlamadım ama sanırım ben yaptım.
Erkekler takım elbise giyip önüne bakınca cezası iniyor, benim takımım, kravatım yok. Annem apar topar bu tişörtü bulabilmiş.
Bir de ne yalan söyleyeyim hayatta kalmış olmanın saklayamadığım bir sevinci var içimde.
O ölmese ben ölecektim.
O size, beni pazarlamaya karar verdiğini söylemeyecekti, başka adamların koynuna beni sokma planlarını anlatmayacaktı, benim patlıcan fazla pişti diye, perdeler azıcık kirlendi diye, masada kırıntı kaldı diye yediğim dayakları söylemeyecekti, kaç kere hastanelik olduğumdan bahsetmeyecekti.
Çay bahçesinde çekilmiş bir fotoğrafım var. Biraz yan gülmüşüm. Belki de o fotoğrafı gösterip namussuz karılar gibi çıkmış filan diyecekti.
Karısını başka adamlara satan o değilmiş gibi “namusumu temizledim” diyecekti.
Siz onu 3-5 yılla yargılayıp, namusu kirlendi diye mazur görüp, yandan gülüşümü tahrik sayıp bir de üzülecektiniz adama.
Oysa namus benimdir Hakim Bey, bir kağıda imza attık diye kimselere bırakmam.
Sonuna kadar idare edebilmiş olmam, elaleme değil de başıma gelenleri hep karakollara anlatmış olmam, kızıma hiç fark ettirmemiş olmam namusumdur.
O utanmamış yaptıklarından, benim utanacak bir şeyim yoktur.
içimdeki hayatta kalma mutluluğunu atamıyorum Hakim Bey.
Ağlayamamam bundandır.
Ne yalan söyleyeyim aynı acının çemberinden geçmiş, sağ kalabilmiş kadınlarla aynı koğuşta, bir ömür kazasız belasız da yaşarım ben ama benim bir kızım, bir de memleketin aç kaldığı bir adalet var.
Gel sen, ölmedim diye beni cezalandırma, benim bir derdim; kızımın bari mutlu olmasıdır.
Yanında ben olayım.
Can alan bir katil değil, can derdinde bir kadın de bana.
Kurşunla yatıp kurşunla kalkan, yastığın altında silahla yatan adamlar hiç eceliyle ölmüş mü?
Hem sevebilseydi o da ölmezdi di mi ama?
Öldüyse hepsi benim suçum mu?

neden karadeniz türkiye nin üzerine dökülmüyor

sen neden akdenize düşmüyorsun?

çilem doğan

bu sabah tahliye olduğunu öğrendiğimde sevinçten havalara zıpladığım kadın. yok efendim yalan söylüyor olabilir , yok efendim bir katil aramızda ... sürekli kadını aşağılayan pencereden bakmanızı anlayamıyorum. kadının neler çektiğini neler yaşadığını bilmiyorsunuz bile. bir koca düşünün ki sizi başkalarına satıp sizden para kazanmaya çalışmak istesin . dayağı , zulmü geçtim sadece bu sebeple bile adam öldürülür. kadın rahat evet , kadın sakin ... çünkü huzurlu, çünkü yaşadıklarını ona yaşatan kişi artık ona kötülük yapamayacak. çünkü kurtuldu. ceza almış olsaydı bile bu kadının üzüleceğini düşünmüyorum. sonuçta bir anne , ne yaşadılarsa o minik yavru da yaşadı. inşallah huzurlu bir hayat onların olsun.

22 yıldır çocukları taciz eden okul müdürü

http://sosyal.hurriyet.co...asi-28-haziranda_40120099

davanın son durumu burada. adam 1,5 yıl yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış. ama dava devam ediyor. yukarıdaki röportaja göre de adamın pek yırtacağını düşünmüyorum. onun için ızdırap dolu günler tez zamanda başlasın inşallah.

kafesine düşen çocuk yüzünden öldürülen goril

çocuğun vücudunda ciddi yaralanmalar olduğu söylenen olay. kesinlikle anne babanın ihmalinden dolayı bir goril öldürüldü ve bir çocuk unutamayacağı korku dolu anlar yaşadı. fakat gorilin öldürülme kararı doğru. çocuğu sürükleyişi , çocuğun korku dolu bakışları.. kendimi annesinin yerine koyuyorum her halde çıldırırdım. Allah muhafaza. ayrıca gorilin zarar vermeyeceğinin garantisi mi var? ani bir şekilde de saldırabilirdi. nihayetinde yaratılışında vahşi bir hayvan. çocuk ölseydi ne olacaktı? gorili öldürmek için çocuğa ciddi zarar vermesi mi beklenecekti. o zamanda bu kadar beklemenin alemi neydi diye eleştirileceklerdi.

sıcak buza ne denir

bkz: sodyum asetat

bkz: sodyum asetat deneyi

kıyıda köşede kalmış süper şarkılar

https://www.youtube.com/w...UAsLkoeyLXdRQYAyOL97KeI1H

kıyıda köşede kalmaz , belirli aralıklarla mutlaka dinlenir..

her sonuçta pay kapmak dünya kuralı olmuş , taştan bozma kalplerse hep kanla dolmuş..

yere çöp atanlara sövmek

yere çöp atanlara etrafında bulunan çevreye duyarlı insanların sonuna kadar haklı bir şekilde söyledikleri cümlelerdir. benim en çok sövdüklerim, altında son model araba olup sümüğünü sildiği peçeteyi otobana fırlatanlar. o kadar parayı sana verenler az da ahlak dersi vereydi keşke !

sevgilinin fotoğrafını cüzdanda taşımak

telefonlarımızda binbir şekilde fotoğrafları olmasına rağmen cüzdanda taşımanın ayrı bir değer verme şekli olduğunu düşünmekteyim.oğlumun, eşimin , annemin , babamın ve vefat eden amcamın fotoğrafı hep cüzdanımdadır.

emre belözoğlu

trilyonlarını yediği eski takımına karşı oynarken skorun 2-0 olmasına hayvanca sevinen futbolcu. sen ki o takımla şampiyonluklar yaşadın , o futbolcularla birlikte omuz omuza mücadele ettin , şampiyonluklarda birlikte sevindin , kaçan başarılara birlikte ağladın.. ayıp değil mi yazık değil mi ? neyin kafasındasın terbiyesiz . ahlaksız sporcu dedikleri böyle bir şey işte.

alman pastası

rakibi ekler pasta olan pasta çeşidi. eşim alman pastasını çok sever. hadi alman pastası alalım dediğinde bu sefer alman pastası alacağım diye içimden geçirmeme rağmen pastane dolabının önüne gelince gönlüm ve aklım yine ekler pastayı seçer. bunu dondurmacıya giderken de bu sefer vişne limon yiyeceğim dememe rağmen her seferinde çikolata kaymak almama benzetiyorum. birde franbuazlı magnumu deneyeceğim bu sefer derken elimin her seferinde bademli magnuma gitmesine. birde .. şaka şaka ehehe

erkekler neden oje sürmüyor

dar paçası kıvrılmış pembe pantolondan sonra bunuda mı yapacaktınız dedirtir.

şampuan fenerbahçe

ilkokul seviyesinde bir espri.

kadıköy acil

şafak sezerin kazık attığı grup. sözüm ona şafak sezer kolpaçinonun müziklerini yapması için selo ile anlaşmış. selo 14 kişilik bir oluşumla kolpaçino için albüm yapmış. fakat şarkıları beğenmeyen şafak selonun telefonlarına çıkmamış. bu arada fuat ergin de işin içindeymiş. oldum olası sevmem fuatı zaten. adamın tipinde var bi satıcılık. ha şafak sezeri hiç hiç hiiiiç sevmem. ee be kadıköy acil sen ki rap e damga vuran mc ler barındırırsın içinde. ne işin var kolpaçinoyla ne işin var şafak sezerle.

arjantin

dünya kupalarında desteklediğim milli takıma sahip ülke. gabriel omar batistutayı çok severdim. nitekim messi ye kıl olmamdan ötürü artık pek sıcak gelmiyor. yaşasın ronaldo ehehe

ayrılmak isteyen sevgiliye son söz

mesafeden dolayı bence eskisi gibi arkadaş kalalım denilen kişiye , iyi kötü güzel yaşanılan bütün duygular için teşekkür edildikten sonra üzgünüm ama bundan sonra hayatımda ne arkadaş ne sevgili hiçbir şekilde yer almayacaksın denilerek nokta konulur. karşı taraf yaptığından pişman olmuş olsa da gurur ağır basmıştır. gurur iyidir .. pişman değilim , yine olsa yine yaparım .

8 mayıs 2016 galatasaray beşiktaş maçı

galatasarayın yenileceği maçtır. sonra çıkarlar ona buna şikeci der bu kardeş takımlar. Şahsen ben bir fenerbahçeli olarak torku konya- bjk maçını bekliyorum. ee hep bize hep bize olmaz. biraz da son maçta kaçan şampiyonluğu diğer büyük takımlarımız yaşasın ahahaha